29 Kasım 2015 Pazar

Onaltıncı Gün: Künefe

24.11.2015 / Salı –  Şeker Detoksu Gün 16

ŞAFAK 5!

Tam beş gün sonra şeker detoksum bitiyor ve ben ne yapacağımı tam olarak bilmiyorum. Aklım ve kalbim sabah patates kızartması ile gözünü aç, akşam künefe ile gözünü kapa diyor. Ama içimde küçücük minicik bir parça var ki “o kadar dayandın eğer hemen geri başlarsan bütün emeklerin boşa gidecek” diye söyleniyor. İçimdeki vicdan yapan parçadan nefret ediyorum ve işin kötüsü çok haklı. Yahu o kadar dayandım, şimdi 22. gün zart diye tatlıya mı gömüleceğim? Sonuç olarak şöyle bir karara vardım karbonhidrata geri döneyim ama en azından yılbaşına kadar şeker tüketmeyeyim. Zaten dediğim gibi şekere karşı olan göz açlığım bitmiş durumda. 1 ay daha dayanamayacağım bir yanı yok. Ama patates kızartması, lahmacun ve mantıya kesinlikle geri dönüyorum. Onlar olmadan 1 hafta daha dayanmam söz konusu bile değil.

Hayatımın son 3 yılı bir fiil diyet yapmakla geçti. Gönlümden geçtiği gibi yemek yediğim günleri artık hiç hatırlayamıyorum. Acaba neden etine dolgun kadınların makbul olduğu günlerde doğmadım? (Acayip pirim yapardım, alır götürürdüm yemin ediyorum!) Ama bir halt varmış gibi 34-36 beden vücutların moda olduğu dönemde doğdum. Şimdi sağlıklı olsan yeter, estetik kaygılarla mı diyet yapıyorsun vırt zırt diye konuşacak olanlarınız olabilir. Tabi ki estetik kaygılarla diyet yapıyorum, tabi ki estetik kaygılarla diyet yapıyorsunuz. Kim hoş görünmek istemez ki? Ayrıca benim karşı tarafa hoş görünmek gibi bir derdim yok valla diyen de gözümde uzaylıdır kusura bakmasın. Ben karşı tarafın gözüme hoş gözükmesini istiyorsam, kendime bakmak zorundayım arkadaşım.

Belki bu işin okulunu okumadım ama küçüklüğümden beri (abartmıyorum ki zaten annemi tanıyanlar çoktan anlamışlardır) bir şekilde diyet kavramı içinde büyüdüm. Tamam, yani el kadar çocukken herhalde diyet yapmıyordum ama ben köşede gofret yerken annemin sürekli soda içtiği günleri de dün gibi hatırlarım. Benim asıl akıl hocam annemdir! O yoğun çalışma temposu içinde bile iş çıkışları koştur koştur jimnastiğe gittiğini, elinde sürekli bir diyet listesiyle ara öğün hesabı yaptığını, bir dilim kek için 3 gün aç kaldığını bilirim ben annemin. Kendimi de bu yönümle ona benzetirim çoğunlukla, sonuçta armut dibine düşermiş. Yıllarca anneme özenip diyet yapmaya çalıştım, tabi ki hep başarısızlıkla sonuçlandı. Sonra baktım bir gün annem diyet yapmaktan aşırı sıkıldı, derken bayrağı ben devraldım.


Diyeceğim o ki bu işler tamamen genetik. Popon büyümeye programlıysa büyüyor ve sen bunu engellemek için hayatın boyunca savaşmak zorundasın. Diledikleri gibi yemek yiyerek kilo almayanlara ayar oluyorum! Hele yemek yemekten hoşlanmayan insanların varlığını direk reddediyorum. Yemek yemeye benim kadar tapınıp dünyanın en büyük zevki olduğunu düşünen tüm herkese selam yolluyorum. 





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder