24.11.2015 / Salı
– Şeker Detoksu Gün 16
ŞAFAK 5!
Tam beş gün sonra şeker detoksum bitiyor ve ben ne
yapacağımı tam olarak bilmiyorum. Aklım ve kalbim sabah patates kızartması ile
gözünü aç, akşam künefe ile gözünü kapa diyor. Ama içimde küçücük minicik bir
parça var ki “o kadar dayandın eğer hemen geri başlarsan bütün emeklerin boşa
gidecek” diye söyleniyor. İçimdeki vicdan yapan parçadan nefret ediyorum ve
işin kötüsü çok haklı. Yahu o kadar dayandım, şimdi 22. gün zart diye tatlıya
mı gömüleceğim? Sonuç olarak şöyle bir karara vardım karbonhidrata geri döneyim
ama en azından yılbaşına kadar şeker tüketmeyeyim. Zaten dediğim gibi şekere
karşı olan göz açlığım bitmiş durumda. 1 ay daha dayanamayacağım bir yanı yok.
Ama patates kızartması, lahmacun ve mantıya kesinlikle geri dönüyorum. Onlar
olmadan 1 hafta daha dayanmam söz konusu bile değil.
Hayatımın son 3 yılı bir fiil diyet yapmakla geçti.
Gönlümden geçtiği gibi yemek yediğim günleri artık hiç hatırlayamıyorum. Acaba
neden etine dolgun kadınların makbul olduğu günlerde doğmadım? (Acayip pirim
yapardım, alır götürürdüm yemin ediyorum!) Ama bir halt varmış gibi 34-36 beden
vücutların moda olduğu dönemde doğdum. Şimdi sağlıklı olsan yeter, estetik
kaygılarla mı diyet yapıyorsun vırt zırt diye konuşacak olanlarınız olabilir.
Tabi ki estetik kaygılarla diyet yapıyorum, tabi ki estetik kaygılarla diyet
yapıyorsunuz. Kim hoş görünmek istemez ki? Ayrıca benim karşı tarafa hoş
görünmek gibi bir derdim yok valla diyen de gözümde uzaylıdır kusura bakmasın.
Ben karşı tarafın gözüme hoş gözükmesini istiyorsam, kendime bakmak zorundayım
arkadaşım.
Belki bu işin okulunu okumadım ama küçüklüğümden beri
(abartmıyorum ki zaten annemi tanıyanlar çoktan anlamışlardır) bir şekilde
diyet kavramı içinde büyüdüm. Tamam, yani el kadar çocukken herhalde diyet
yapmıyordum ama ben köşede gofret yerken annemin sürekli soda içtiği günleri de
dün gibi hatırlarım. Benim asıl akıl hocam annemdir! O yoğun çalışma temposu
içinde bile iş çıkışları koştur koştur jimnastiğe gittiğini, elinde sürekli bir
diyet listesiyle ara öğün hesabı yaptığını, bir dilim kek için 3 gün aç
kaldığını bilirim ben annemin. Kendimi de bu yönümle ona benzetirim çoğunlukla,
sonuçta armut dibine düşermiş. Yıllarca anneme özenip diyet yapmaya çalıştım,
tabi ki hep başarısızlıkla sonuçlandı. Sonra baktım bir gün annem diyet
yapmaktan aşırı sıkıldı, derken bayrağı ben devraldım.
Diyeceğim o ki bu işler tamamen genetik. Popon büyümeye
programlıysa büyüyor ve sen bunu engellemek için hayatın boyunca savaşmak zorundasın.
Diledikleri gibi yemek yiyerek kilo almayanlara ayar oluyorum! Hele yemek
yemekten hoşlanmayan insanların varlığını direk reddediyorum. Yemek yemeye benim
kadar tapınıp dünyanın en büyük zevki olduğunu düşünen tüm herkese selam
yolluyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder