29.11.2015 / Pazar
– Şeker Detoksu Gün 21
BİTTİ! BİTTİ! BİTTİ!
KURTULDUM!
Şimdi sizlere 21 günlük bu serüvenin hasılatını açıklıyorum.
2,5 kilo verdim, sabahları daha dinç uyanmaya başladım, gözaltı şişlik ve
morluklarım azaldı (babam bunun sebebinin direkt olarak alkolü bırakmam
olduğunu düşünse de) ve son olarak sporda gösterdiğim performans büyük ölçüde
arttı. Bu kadar güzel etkinin yanında canım artık hiç tatlı çekmiyor demeyi de
çok isterdim tabi ama ilk günden beri söylediğim gibi böyle bir şey tam olarak
mümkün değil. Vücut unutsa beyin unutmuyor şekeri, beyin unutsa kalp unutmuyor
zaten. Ha bu kadar sürenin sonunda
farklı olarak ne oldu? Artık yemeklerden hemen sonra canım tatlı çekmiyor.
Güzel yemeğin arkasına gelen “Of bir tatlı olsa da yesek“ hissi artık bana hiç gelmiyor. Görmesem tatlı
aramam mesela ama gözümün önünde birileri yerse kesin yine canım çeker. Yani
sonuç olarak gerçekten de iddia edildiği gibi şekeri bırakmanın etkileri 21
günün sonunda net olarak gözlemlenebiliyor ve hakikaten de insan vücuduna
yararları büyük.
Peki, bu detoksu insanlara tavsiye eder miyim?
Kesinlikle hayır.
Yazılarımı sırasıyla takip ettiyseniz ilk 15 günün benim
için kâbus gibi geçtiğini anlamışsınızdır. Bir kere o yoksunluk ve açlık kısmı
çok acı dolu. Sinir, stres, gerginlik, agresiflik… Yani ne oluyoruz ya altı
üstü bir detoks bir insanın hayatı bu kadar felç edilmez ki. Sonra alkol
alamıyorsun, bütün hafta sonu aktivitelerin çöp oluyor. Karbonhidrat
alamıyorsun, dışarı arkadaşlarla yemeğe çıkmak zulüm oluyor. Şeker detoksu
sadece şekeri bırakmaktan ibaret olsa valla yapın diyeceğim, ama rafine
karbonhidrat olayı tamamen manasız ve bana bunun aksini bu detoksu tam olarak
tamamlamamış kimse iddia edemez. Önce 21 gün adam gibi yapın sonra gelin
konuşalım…
Sağlıklı olmak istiyorsanız, dengeli beslenin aşırıya
kaçmayın ama hiçbir şeyden de kendiniz mahrum bırakmayın. Kilo vermek
istiyorsanız az yiyin, bir süre börek çörek pasta tüketmeyin günlük
öğünlerinizi normale göre kısın biraz da spora gidin. Yok, ben tek başıma
yapamıyorum diyorsanız bir diyetisyene gidin, onlar sizi seveee seveee(!) adam
ediyorlar zaten. Ama sağlıklı olmak veya kilo vermek için bir anda sakın
detoksa başlamayın. İnsanı hayattan soğutuyor…
Eğer benim gibi can sıkıntısından “dur lan şunu da yapayım
bari” diye bu işe girecekseniz kendinize önce yazacak güzel bir blog açın bir
de okuyacak güzel insanlar bulun.
Son blog yazımı bitirmeden önce,
Her gün bıkıp usanmadan detoksumu hakkıyla tamamlayabileyim
diye bana beslenme çantası hazırlayan annem ve babama,
Ben detoksa girdim diye gaza gelip detoksa giren, 10.
Gününde pes edip kendini yemeye veren, öküz gibi yediği halde asla kilo almayan
gıcık ve biricik arkadaşım Hazal’a,
Blog’un ilk gününden beri yazılarımı ilk paylaştığım anda
okuyup, üzerinde kritik veren ve kendimi geliştirmemi sağlayan arkadaşlarım
Ladin, Elif ve Ece Cambaz’a,
Beni bu süreç boyunca hep destekleyen, canım tatlı çekince
süte tarçın karıştırıp bana servis eden ofis arkadaşım Deniz’e,
21 gün boyunca yiyemesem de sadece dünya üzerindeki
varlıkları bile beni mutlu eden Lahmacun, Baklava ve Şöbiyet’e,
Hayatıma şeker detoksu fikrini yaptığı bitmek bilmeyen
şekersiz tatlı paylaşımlarıyla sokup, benim tepemin tasını attırarak bu detoksa
girmemi sağlayan Sayın Dyt. Ferin Batman’a,
Lezzet Haritası programıyla Anadolu’yu kaşık kaşık yiyerek
beni kıskançlıktan çatlatan Ezgi Serter’e,
Yedikleri her tatlının fotoğrafını atarak beni canımdan
bezdiren (onlar kendilerini bilir) paçoz arkadaşlarıma,
Detoksun son gününde gözümün önünde Dominos Double Cheddar
Italiano Pizza yiyen vicdansız en yakın arkadaş grubuma,
Teşekkürü bir borç bilirim!
Son olarak 21 günlük bu serüvende sıkılmadan yazılarımı
takip eden, mesaj atan, arayan soran, Facebook paylaşımlarımı görüp beğenen ve
yorum yapan, yazdıklarımı yararlı bulup kendi sayfalarında paylaşıp yazılarımı
daha fazla kişiyle buluşturmamı sağlayan tüm herkese çok teşekkür ederim.
ŞAFAK ATAR, GİZOŞ KAÇAR!